Hayatta Kalma Oyunlarını Seviyor Musunuz?
Geçtiğimiz yıllar hayatta kalma oyunlarının altın çağı oldu dersek çok da yanılmış olmayız sanırım. Gün geçmiyor ki farklı konseptte bir hayatta kalma oyunu piyasaya çıkmasın. Hal böyle olunca, biz de hayatta kalma oyunu severler için farklı bir alternatif sunmak istedik. Ve işte Don’t Starve…
Don’t Starve, Kanada’lı video oyun geliştiricisi Keli Entertainment tarafından 2013 tarihinde piyasaya sürülmüş olan bir hayatta kalma oyunu. Bugüne kadar piyasaya çıkmış olan bütün diğer hayatta kalma oyunlarından farklı olarak Don’t Starve’nin evreni çok daha eğlenceli. Eğlenceli demişken yanlış anlaşılmasın, bu eğlencenin kaynağı bazen doğa üstü gizemli hayaletler olurken kimi zaman da açlıktan deliye dönmüş vahşi yaratıklar olabiliyor.
Oyun, kendisini karanlık, kasvetli bir dünyada bulan ve mümkün olduğunca uzun süre hayatta kalması gereken Wilson adında bir bilim adamını takip ediyor. Bu amaçla, oyuncu onu öldürmeye ve yutmaya çalışacak çeşitli gerçeküstü ve doğaüstü düşmanlardan kaçındığı için Wilson’u sağlıklı, beslenmiş ve zihinsel olarak kararlı tutmak durumunda. Bunun öyle çok kolay bir şey olmadığını oyunu oynamadan anlamanız imkansız.
Her Şeye Sıfırdan Başlamak!
Şayet her şeye sıfırdan başlamak istiyorsanız Don’t Starve tam da sizin istediğiniz gibi bir oyun. Gözlerinizi açtığınızda, üzerinizdeki kıyafetler dışında hiçbir şeye sahip değilsiniz. Gözlerinizi açtığınız dünyada hayatta kalabilmek için ihtiyacınız olan ne varsa, her birisini tek tek toplamanız gerek.
Oyunun kapalı bir haritası var. Bu arada harita deva boyutlarda denebilecek kadar büyük diyebiliriz. Bu sebeple oyuna başladığınızda ilk yapmanız gereken şey, karanlık olan haritayı yavaş yavaş açıp içinde bulunduğunuz dünyayı daha yakından tanımak. Tabi bu arada, etrafınızda bulunan çalı çırpıyı, kurumuş ağaç dallarını toplamayı ve envanterinizde biriktirmeyi de unutmayın. Yaklaşmakta olan ilk gecede onlara ihtiyacınız olacak.
Oyunun ilk başında ihtiyacımız olan şeyler basit. Etrafımızda gördüğümüz sarı otlar ve kuru dal parçaları. He bir de arazi üzerinde bulunan havuçlar da kısa vadeli gıda gereksinimimizi karşılaması için son derece önemli. Hayatımızın ilk bir kaç günü bir yandan haritayı açarken bir yandan da elimizden geldiği kadar etrafımızda bulunan eşyaları toplamakla geçiyor.
Oyun, oyun tarzında anlamlı dalgalanmalara neden olan bir gündüz / gece döngüsüne dayanmaktadır. Gün boyunca oyuncu zamanının çoğunu dünyayı keşfetmek için harcıyor. Yiyecek, odun ve diğer kaynakları toplamak, mevcut eşyaları birleştirmek için işçilik tarifleri keşfetmek ve düşmanlardan kaçınmak ile uğraşıyoruz. Akşam karanlığında tehlikeli canavarlar ve ekran karanlıkken oyuncuya saldıran görünmez bir tehdit olan Charlie geliyor. Bir oyuncunun Charlie’nin saldırmasını önlemek için bir ışık kaynağı veya gece görüşü olması gerekir. Gece olduğunda elinizin altında bir ışık kaynağı olmasını aman ha unutmayın!
Oyun içinde tercihe edebileceğimiz birçok karakter var ve tabi ki de her karakterin de kendisine ait belli başlı özellikleri mevcut. Bunların ne olduğunu keşfetmenin en kolay yolu her karakter ile ayrı ayrı oynayarak öğrenmek!
Oyun içerisinde ilerledikçe, inanılmaz çeşitlilikte bir gelişme şansına da sahip oluyorsunuz. Oyunun, çevre etkileşimi üst düzeyde diyebiliriz. İçerisinde dolaştığınız dünyada karşınıza çıkan hemen hemen her nesnenin kullanım alanı var. O sebeple karşınıza çıkan nesneleri dikkatli bir şekilde gözden geçirmeniz gerek.
Örneğin, çoğumuz yolda karşımızda çıkan bir gübre birikintisini almayı düşünmeyiz ama bu oyunda, özellikle yerleşik hayata geçtikten sonra, tarım yapabilmemiz için o gübrelere ihtiyacımız olacak. Don’t Starve oynarken bir anda kendinizi yana yana hayvan dışkısı ararken bulursanız şaşırmayın!
Çevre etkileşimi demişken, dünyamızda bulunan canlılardan bahsetmezsek biraz yarım kalır. Etrafımızda gördüğümüz hemen her canlının kendisine ait bir karakteri var. Her birisi ile etkileşime girebiliriz. Tabi bu etkileşimler her zaman pek tatlı karşılamalar olmayabilir. Bununla birlikte bütün canlılar bizim hayat kalmamıza yarar sağlayacak bazı nesnelere sahip. Bazen güzellikle bazen de zor kullanarak bunları onlardan almak zorundayız.
Winter Is Coming!
Adından da anlaşılacağı gibi oyunun temel amacı hayatta kalmak. Hayatta kalma mücadelemizin önündeki en büyük engel de yaklaşmakta olan kış.
Gözlerimizi açtığımız dünyada hava güzel. Ara sıra bastıran yağmurların haricinde her şey güllük gülistanlık, lakin kış yaklaşıyor! Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkartmamamız gerek. Ve bütün hazırlığımızı da yaklaşmakta olan çetin kış şartlarında hayatta kalabilmek üzere yapmamız gerek.
Kış boyunca konaklayacağımız bir yerleşim yerine ve gıda üretimine ulaşmamız gerek.
Eğlenceli Bir Hayatta Kalma Oyunu
Şayet hayatta kalma oyunları seven birisi iseniz Don’t Starve tam da aradığınız oyun olabilir. Her şeyden önce oyun içi dünya ile etkileşim inanılmaz boyutta. Bu sebeple burada oyunun sadece temel bir kaç özelliğinden ve basit mantığından bahsedebildik. Eğer oyunun büyün detaylarından bahsetmek istesek bunun için sayfalarca yazı yazmamız gerekirdir.
Oyun, yapımcı firma tarafından piyasaya sürülmesinden kısa bir süre sonra oyunseverlerin büyük beğenisi ile karşılandı. Piyasaya sürüldüğü 2013 yılının sonuna kadar dünya çapında bir milyondan fazla kopya satıldı ve 2014 yılında düzenlenen Bağımsız Festivali’nde büyük ödül ve tasarım mükemmelliği dallarından finale kadar yükseldi.
Oyunu en çok sevilen ve övgü alan kısmı tasarım alanı olarak öne çıkıyor. Oyun içerisinde kullanılan renklerden yaratılan dünyanın epicliğine kadar bir çok alanda rakiplerinin çok çok ötesinde.
Son olarak; Don’t Strave’da hayatta kalmak zor ama buna meydan okumak inanılmaz eğlenceli.
İyi oyunlar…
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
